Ali İhsan Varol en sevmediği iki harfi Odatv'ye açıkladı
Ali İhsan Varol, sunduğu yarışma programlarıyla hafızalarımıza kazınmıştı ve şimdi de Alfapetek programı ile karşımızda. Sunucu Varol, programa dair merak edilenleri Odatv'ye anlattı.
Ünlü sunucu Ali İhsan Varol, yepyeni bir yarışma programı "Alfapetek" ile tv100 ekranlarında izleyicileriyle buluşuyor. Özgün formatıyla izleyenleri ekran başına kilitleyen Alfapetek, hem eğlendiriyor hem de eğitiyor. Varol, kelime yolculuğunu Odatv ile paylaştı.
Kelime yarışması denince akla gelen ilk isimlerden biri olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Varol, sosyal medyada kendisi hakkında yapılan soru esprilerine de değindi: "Garip tabirler görüyorum ve insanlar sosyal medyada 'Ali İhsan Varol, sorusu' gibi yorumlar yapıyorlar. Hatta bir temizlik maddesi vardı, el sabunu değil de başka bir şeydi ve çok uzun bir ismi vardı. Herkes onu bana göndermişti ve 'Sen mi yazdın bunu abi?' diye sormuştum. Aslında bu tür şeyler hoşuma gidiyor."
Varol, sevmediği harfler olduğunu da itiraf etti: "Sevmediğim harfler var. Şu an Alfapetek doğrultusunda 'ş' harfinden biraz soğuduğumu söyleyebilirim, 't' harfi de öyle. T harfi ile başlayan kelimelerin çoğu Arapça kökenlidir ve oldukça eski, naftalinli şeylerdir. Çok kelime var ama sorulabilecek çok kelime yok. Ş harfi de aynı şekilde, bende sıkıntı yaratıyor. İnsanı biraz kısır döngüye sokabiliyorlar."
Sunucu, en sevdiği kelimelerin "zamazingo" ve "zımbırtı" olduğunu da ekledi.
Programların getirdiği bir sorumluluk olduğunu belirten Varol, insanların tepkilerinden de bahsetti: "Mesleğimizde de kullandığımız 'tashih' kelimesi var, anlamı gerçekleştirmek, sahici hale getirmek. Bir gün 'tashihimiz var' dedim ve yönetmen bana 'Neydi abi bu tashih?' diye sordu. O sırada yanlış bir şey söylediğimi biliyordum, sonra araştırdı ve bana 'Sen kelimecisin diye geziyorsun, o öyle değilmiş' dedi. Bu, bir sorumluluk yarattı ve cevabı hemen söylemem gerekiyor, çünkü 50 yaşına geliyorum ve artık birçok şeyi unutuyorum."
Yarışma programlarındaki soruları kendi hazırladığını da belirten Varol, bunun için günde 5 saat harcadığını ve ortalama 12 saat çalıştığını söyledi. Yarışmalarda bulmaca çözen vatandaşların başarılı olduğunu belirten Varol, yarışmaya katılmak isteyenlere şu tavsiyelerde bulundu: "Eğlenmeye gelsinler. Sonuçtan bağımsız olarak eğlenebilecek insanlar gelirse biz çok mutlu oluruz. Hırslı insanları da bekliyoruz, çünkü onları da mutlu ederiz. Kimisi yarışmayı sever, kimisi izlemeyi tercih eder. Ben de onlardanım, dahil olmayı sevmiyorum. Uzakta durmayı tercih ediyorum. Hırslı insanları bir araya getirmek beni mutlu ediyor. Bu, kötü bir şey değil, şanslarını deniyorlar, kelime dağarcıklarını ve soğukkanlılıklarını sergiliyorlar ve sonunda bir kazanan oluyor. Kimse kimseye küsmüyor, çünkü herkes biliyor ki bir daha deneselerdi belki de kazanan değişecekti."
Varol, yarışmaya katılanlara güzel anılar biriktirmeyi ve keyif almayı vaat etti: "İzlediğinizde keyif aldınız mı? O zaman programa katıldığınızda daha da fazla keyif alacaksınız. İzlemekten daha keyifli olanı oynamaktır."
Kelime yarışması denince akla gelen ilk isimlerden biri olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Varol, sosyal medyada kendisi hakkında yapılan soru esprilerine de değindi: "Garip tabirler görüyorum ve insanlar sosyal medyada 'Ali İhsan Varol, sorusu' gibi yorumlar yapıyorlar. Hatta bir temizlik maddesi vardı, el sabunu değil de başka bir şeydi ve çok uzun bir ismi vardı. Herkes onu bana göndermişti ve 'Sen mi yazdın bunu abi?' diye sormuştum. Aslında bu tür şeyler hoşuma gidiyor."
Varol, sevmediği harfler olduğunu da itiraf etti: "Sevmediğim harfler var. Şu an Alfapetek doğrultusunda 'ş' harfinden biraz soğuduğumu söyleyebilirim, 't' harfi de öyle. T harfi ile başlayan kelimelerin çoğu Arapça kökenlidir ve oldukça eski, naftalinli şeylerdir. Çok kelime var ama sorulabilecek çok kelime yok. Ş harfi de aynı şekilde, bende sıkıntı yaratıyor. İnsanı biraz kısır döngüye sokabiliyorlar."
Sunucu, en sevdiği kelimelerin "zamazingo" ve "zımbırtı" olduğunu da ekledi.
Programların getirdiği bir sorumluluk olduğunu belirten Varol, insanların tepkilerinden de bahsetti: "Mesleğimizde de kullandığımız 'tashih' kelimesi var, anlamı gerçekleştirmek, sahici hale getirmek. Bir gün 'tashihimiz var' dedim ve yönetmen bana 'Neydi abi bu tashih?' diye sordu. O sırada yanlış bir şey söylediğimi biliyordum, sonra araştırdı ve bana 'Sen kelimecisin diye geziyorsun, o öyle değilmiş' dedi. Bu, bir sorumluluk yarattı ve cevabı hemen söylemem gerekiyor, çünkü 50 yaşına geliyorum ve artık birçok şeyi unutuyorum."
Yarışma programlarındaki soruları kendi hazırladığını da belirten Varol, bunun için günde 5 saat harcadığını ve ortalama 12 saat çalıştığını söyledi. Yarışmalarda bulmaca çözen vatandaşların başarılı olduğunu belirten Varol, yarışmaya katılmak isteyenlere şu tavsiyelerde bulundu: "Eğlenmeye gelsinler. Sonuçtan bağımsız olarak eğlenebilecek insanlar gelirse biz çok mutlu oluruz. Hırslı insanları da bekliyoruz, çünkü onları da mutlu ederiz. Kimisi yarışmayı sever, kimisi izlemeyi tercih eder. Ben de onlardanım, dahil olmayı sevmiyorum. Uzakta durmayı tercih ediyorum. Hırslı insanları bir araya getirmek beni mutlu ediyor. Bu, kötü bir şey değil, şanslarını deniyorlar, kelime dağarcıklarını ve soğukkanlılıklarını sergiliyorlar ve sonunda bir kazanan oluyor. Kimse kimseye küsmüyor, çünkü herkes biliyor ki bir daha deneselerdi belki de kazanan değişecekti."
Varol, yarışmaya katılanlara güzel anılar biriktirmeyi ve keyif almayı vaat etti: "İzlediğinizde keyif aldınız mı? O zaman programa katıldığınızda daha da fazla keyif alacaksınız. İzlemekten daha keyifli olanı oynamaktır."