Cüneyt Arkın Hayatını Kaybetti!

Türk sinemasının ustalarından Cüneyt Arkın'ın hayatını kaybettiği hastanenin Sağlık Yönetim Kurulu Başkanı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ece, “Dün gece yarısından sonra ambulansla kalp durması ile hastanemize başvuran sanatçımız maalesef yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Ailesi başta olmak üzere sevenlerine baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz. Kalp durmasıyla geldiği için büyük ihtimalle kardiyak bir problem olmuştur ve belli bir yaştan sonra kalp kasları da çok kuvvetli olmadığı için kardiyak bir sebep daha doğrusu hem kardiyak hem de solunum sebep diye düşünebiliriz. Akciğerlerin hasarlı olması kardiyak olarak da kalbe yük bindiriyor. Bu nedenle tabii ki yaşlılığın verdiği etkiyle de organlar kuvvetli değil. Son günlerde herhangi bir rahatsızlığı olup olmadığıyla ilgili bilgim yok ama zannediyorum daha ayrıntılı açıklamayı ailesi yapacaktır” dedi.

Türk sinemasına damgasını vuran ve yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın'ın birçok ödülü oldu. Arkın, en son 2021 yılında Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilmişti.

1991 yılında Arkın, Anavatan Partisi'nin Eskişehir'deki 4. milletvekili için aday oldu, ancak seçilemedi. İlerleyen yıllarda İşçi Partisi adına düzenlenen ve bir grup bilim adamı, aydın ve sanatçının katıldığı İşçi Partisi Hükümetinde Göreve Hazırız kampanyasına katılarak siyaset sahnesinde adını yeniden duyurdu.

1964 yılında Güler Mocan ve 1970 yılında Betül Işıl ile evlenen Arkın, üç çocuk babasıydı.

Cüneyt Arkın, öğrencilik yıllarını bir sosyal medya paylaşımında şöyle anlattı: "İstanbul Tıp Fakültesi'nde okurken, ilk iki yılımı iki inşaat işçisiyle Sirkeci'de bir otel odasını paylaşarak geçirdim. Ders saatinde okula giderdim ve geri kalan zamanlarda inşaatta onlarla birlikte çalışırdım. Bir yanda anatomi dersi, diğer yanda inşaat işleri...  Stajımın ardından az çok hasta tedavi edebildiğimde hocam Cihan Abaoğlu beni hemşire olarak evlere göndermeye başladı. Benim görevim hastanın başında 24 saat beklemek ve acil durumlarda müdahale etmekti. Ama tabii ki adamı tıraş eder, gerektiğinde altını temizlerdim. Burs parası olarak ayda 60 lira alırdım. Hemşire olarak bir eve gittiğimde günde 15 kilo alıyordum ama ev sahipleri yiyeceklerini önüme koyarlarsa çok canım yanardı. İlk paramı aldığımda fırına koştum ve tüm paramla ekmek aldım. Çiğnemeden yuttum, patlayana kadar yedim. Sonunda kustum. Ekmeği görünce açlık korkumu yendim ve huzur buldum. Yıllar sonra bile kaldığım otel odalarında komodinimin üzerine bir somun ekmek koyabiliyor ama ona bakarak uyuyabiliyordum."

Cüneyt Arkın en büyük korkusunu şu sözlerle dile getirdi: Her şeyden korktuğum kadar eşimi de kaybetmekten korkuyorum.

Cüneyt Arkın, birçok filmde rol alan ve 24 Ocak'ta aramızdan ayrılan Yeşilçam'ın ustası Fatma Girik hakkında da şunları söylemişti: " “İnanamıyorum, bir dönem bitti. Nasıl dayanırım ben bu acıya… Sen ne iyi insandın. Ne kadar alçak gönüllü, dosttun. Mavi mavi bakardın… Nur içinde yat. O anlatılmaz, o hepimizin yüreğinde… Türk insanın yüreğidir o. Baştan aşağı Anadolu’dur o. Anadolu anasıdır o. Fatma’m bekle beni orada, geliyorum.”

"BENİ ANNE VE BABAMIN YANINA GÖMÜN” Arkın, bir programda da “Atım Hasretim’in yanına gömülmek istemiştim. Yanlış anlaşılır diye korktum. Beni anne ve babamın yanına gömün” demişti.