Selin’in hamilelik stresi
Kanal D’nin yapımcılığını D Media’nın üstlendiği fenomen dizisi ‘Arka Sokaklar’, bugün saat 20.00’da izleyiciyle buluşacak.
Selin, mutfak tezgahına yaslanmış, karın bölgesine bir elini koymuş, neredeyse gözleri çukurlaşacak kadar endişeli bakıyordu. Bebeğin hareketlerini hissedebilmek için gözlerini kapatmış, sanki bu şekilde daha iyi anlayabilecekmiş gibi. Mesut, odanın kapısında durmuş onu izliyordu. Selin'in yüzündeki endişe, kendi kalbini de sıkıştırıyordu. Hamilelik, Selin'de beklenmedik ruhsal dalgalanmalara yol açıyordu. Bu, Mesut'un da fark ettiği bir şeydi.
"Selin, ne oldu?" diye sordu, endişeli bir sesle.
Gözlerini açan Selin, Mesut'un bakışlarına takıldı. "Mesut," dedi, sesi titrek, "çok korkuyorum."
"Korkuyorsun? Neden?"
Selin, derin bir nefes aldı. "Bu bebeğin, benim, bizim hayatımızı nasıl değiştireceğini bilmiyorum. Her şey altüst olacak. Bir anda, kendimi sadece anne olarak tanımlayacağım. Mesut, bu konuda kaygılıyım. Her şey, bir anda tamamen değişecek."
Mesut, birkaç adım atarak Selin'in yanına geldi. Onu kollarına aldı ve saçlarını okşadı. "Senin kaygılarını anlıyorum Selin. Ama unutma, sen her zaman sen olacaksın. Annelik, seni tanımlayan bir özellik olacak, ama seni değiştirmeyecek. Ayrıca, senin yanında ben de olacağım. Beraber, bu yeni hayatı kucaklayacağız. Korkmana gerek yok."
Selin, Mesut'un sözlerine rağmen içini kemiren korkuyu tam olarak yenemese de, kendisini daha iyi hissetmeye başlamıştı. Mesut'un varlığı, onu rahatlatıyordu. Birlikte, bu yeni hayata hazırlanabilirlerdi.
O sırada, Hüsnü'nün evi, Candan ve Mesut arasındaki tartışmayla yankılanıyordu. Mesut, Candan'ın Şule'nin mesleğiyle ilgili endişelerini bir türlü anlamıyordu. "Şule, bizim için bir tehdit değil. O, bir polis ve görevini yapıyor. Bu kadar basit!" diye bağırdı, ellerini havaya kaldırarak.
Hüsnü, "Mesut, sakin ol," dedi. "Candan'ın kaygılarını anlıyorum. Şule, herkes için tehlikeli bir meslek yapıyor. Günün birinde, bu tehlike kapıya dayanabilir."
"Ama bu, Şule'yi benim için kötü biri yapmaz!" Mesut, sinirle karşılık verdi. "O, benim sevgili karım, en değerli varlığım. Onu sevmemi, onunla birlikte olmami nasıl engellersin?"
Candan, gözyaşlarını zorlukla tutuyordu. "Mesut, ben onu sevmiyorum demiyorum. Sadece... sadece endişeleniyorum. Onu kaybetmekten korkuyorum."
Mesut, Candan'ın gözlerine baktı. Candan'ın endişelerini anlıyordu. Kendisi de, Şule'nin mesleğiyle ilgili endişeleri paylaştığını kabul etmek zorunda kalıyordu. Ama o, Şule'yi kaybetmekten korkuyordu.
"Canım, lütfen sakin ol. Şule, her zaman kendini koruyabilecek kadar güçlü. Ve ben de, ona her zaman destek olacağım."
Hüsnü, Mesut'un sözlerine sessizce katılıyordu. Mesut'un, Candan'ın endişelerini görmezden gelmesi, onun için endişe vericiydi. Şule'nin mesleği, herkes için tehlikeli bir meslekti. Ama onu sevdiğini bilmek, Mesut için en önemli şeydi.
"Selin, ne oldu?" diye sordu, endişeli bir sesle.
Gözlerini açan Selin, Mesut'un bakışlarına takıldı. "Mesut," dedi, sesi titrek, "çok korkuyorum."
"Korkuyorsun? Neden?"
Selin, derin bir nefes aldı. "Bu bebeğin, benim, bizim hayatımızı nasıl değiştireceğini bilmiyorum. Her şey altüst olacak. Bir anda, kendimi sadece anne olarak tanımlayacağım. Mesut, bu konuda kaygılıyım. Her şey, bir anda tamamen değişecek."
Mesut, birkaç adım atarak Selin'in yanına geldi. Onu kollarına aldı ve saçlarını okşadı. "Senin kaygılarını anlıyorum Selin. Ama unutma, sen her zaman sen olacaksın. Annelik, seni tanımlayan bir özellik olacak, ama seni değiştirmeyecek. Ayrıca, senin yanında ben de olacağım. Beraber, bu yeni hayatı kucaklayacağız. Korkmana gerek yok."
Selin, Mesut'un sözlerine rağmen içini kemiren korkuyu tam olarak yenemese de, kendisini daha iyi hissetmeye başlamıştı. Mesut'un varlığı, onu rahatlatıyordu. Birlikte, bu yeni hayata hazırlanabilirlerdi.
O sırada, Hüsnü'nün evi, Candan ve Mesut arasındaki tartışmayla yankılanıyordu. Mesut, Candan'ın Şule'nin mesleğiyle ilgili endişelerini bir türlü anlamıyordu. "Şule, bizim için bir tehdit değil. O, bir polis ve görevini yapıyor. Bu kadar basit!" diye bağırdı, ellerini havaya kaldırarak.
Hüsnü, "Mesut, sakin ol," dedi. "Candan'ın kaygılarını anlıyorum. Şule, herkes için tehlikeli bir meslek yapıyor. Günün birinde, bu tehlike kapıya dayanabilir."
"Ama bu, Şule'yi benim için kötü biri yapmaz!" Mesut, sinirle karşılık verdi. "O, benim sevgili karım, en değerli varlığım. Onu sevmemi, onunla birlikte olmami nasıl engellersin?"
Candan, gözyaşlarını zorlukla tutuyordu. "Mesut, ben onu sevmiyorum demiyorum. Sadece... sadece endişeleniyorum. Onu kaybetmekten korkuyorum."
Mesut, Candan'ın gözlerine baktı. Candan'ın endişelerini anlıyordu. Kendisi de, Şule'nin mesleğiyle ilgili endişeleri paylaştığını kabul etmek zorunda kalıyordu. Ama o, Şule'yi kaybetmekten korkuyordu.
"Canım, lütfen sakin ol. Şule, her zaman kendini koruyabilecek kadar güçlü. Ve ben de, ona her zaman destek olacağım."
Hüsnü, Mesut'un sözlerine sessizce katılıyordu. Mesut'un, Candan'ın endişelerini görmezden gelmesi, onun için endişe vericiydi. Şule'nin mesleği, herkes için tehlikeli bir meslekti. Ama onu sevdiğini bilmek, Mesut için en önemli şeydi.