Serenay Sarıkaya'dan 'leoparlı koltuk' açıklaması: O fiyatlar doğru değil
Serenay Sarıkaya geçtiğimiz günlerde bir dergi çekimi için açtığı Boğaz manzaralı lüks evine gelen yorumlar hakkında konuştu. Leopar desenli koltuğunun fiyatı 600 bin TL olduğu iddia edilen oyuncu “Koltukların fiyatıyla ilgili çok tutarsız şeyler yazılıyo
## Evimin Kapıları Açık, Kalbim Kapalı
Serenay Sarıkaya , lüks evinin kapılarını ilk kez açtı. Refik Anadol'un Akbank Genel Müdürlüğü için tasarladığı eserin açılışına katılan oyuncu , davet sırasında bir dergi çekimi için evini basına açtı.
Evinin ihtişamı kadar dikkat çeken bir diğer konu da evdeki mobilyaların fiyatlarıydı. Özellikle leopar desenli koltuğun 600 bin TL olduğu iddiaları sosyal medyada hızla yayıldı. Bu iddialara karşı Sarıkaya, "Koltukların fiyatları ile ilgili çok tutarsız şeyler yazılıyor. O rakamlar doğru değil. Herkes ne kadara alıyorsa o rakamlara aldım ben de. İlk defa evimin kapılarını açtım. Biraz da tedirgin olmadım değil," diyerek tepki gösterdi.
Ancak bu açıklama, Sarıkaya'nın üzerindeki yoğun baskının sadece bir yansımasıydı. Davette, Narin Güran cinayetiyle ilgili sessizliğini soran bir gazeteciye "Bu konuyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Herkes çok acı çekiyor olanlardan dolayı. Herkes de acısını türlü yollarla dile getirmeye çalışıyor. Artık söylenecek bir şey yok, yapılması gereken şeyler var. Herkes üzerine düşeni mutlaka yapıyordur. Ben de kendi adıma ne yapmam gerekiyorsa, onunla ilgili araştırıyorum bu konunun bir parçası olmak için," diyen Sarıkaya, bu sözleriyle sosyal medyada büyük tepki çekti.
"Kendinize gelin," diyerek eleştirilere yanıt veren oyuncu , "Birinin bir şeyi söylemesi, söyleyememesi, doğru ifade etmesi ya da yanlış ifade etmesi gerçeğin ta kendisini değiştirmez. Ben politik bir insan değilim belki doğru, belki aktivist de değilim ama bu gerçeğin kendisi ile ilgilenmediğim anlamına gelmez. Ben artık somut bir değişimin, bir hareketin parçası olmak istiyorum. Bununla ilgili uğraşıyor ve çalışıyorum," sözleriyle savunmasını yaptı.
Sarıkaya'nın evini basına açması, özel hayatının kamuoyunun merceğine girmesine ve bununla birlikte gelen yoğun eleştirilere maruz kalmasına neden oldu. Evdeki mobilyaların fiyatlarına kadar her şeyin tartışma konusu haline gelmesi, oyuncuyu hedef gösteren bir linç kampanyasına dönüştü. Bu durum, Sarıkaya'nın kadın cinayetleri gibi toplumsal sorunlara olan duyarlılığı konusunda eleştirilmesine ve 'sessiz kalmak'la suçlanmasına yol açtı.
Sarıkaya'nın sosyal medyada yaptığı açıklamalar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda kamuoyunda oluşan hassasiyetin artan bir şekilde kendini gösterdiğini kanıtlıyor. Oyuncunun "somut bir değişimin, bir hareketin parçası olmak" istediğinin altını çizmesi, bir yandan da kadın cinayetleri konusunda yeterince sesini çıkarmadığı eleştirilerine bir cevap niteliğinde.
Ancak Sarıkaya'nın bu açıklamaları, toplumsal sorunlara ilişkin bir dille değil, bireysel bir dille yapılması ve 'kendi adıma ne yapmam gerekiyorsa, onunla ilgili araştırıyorum' gibi bir ifadeyle kendini savunması, eleştirileri daha da yoğunlaştırdı.
Sarıkaya'nın evini açmasının ardındaki motivasyon ne olursa olsun, bu olay, Türkiye'de ünlü kişilerin toplumsal sorunlara karşı tutumlarının ve özel hayatlarının kamuoyu tarafından nasıl değerlendirildiğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor.
Serenay Sarıkaya , lüks evinin kapılarını ilk kez açtı. Refik Anadol'un Akbank Genel Müdürlüğü için tasarladığı eserin açılışına katılan oyuncu , davet sırasında bir dergi çekimi için evini basına açtı.
Evinin ihtişamı kadar dikkat çeken bir diğer konu da evdeki mobilyaların fiyatlarıydı. Özellikle leopar desenli koltuğun 600 bin TL olduğu iddiaları sosyal medyada hızla yayıldı. Bu iddialara karşı Sarıkaya, "Koltukların fiyatları ile ilgili çok tutarsız şeyler yazılıyor. O rakamlar doğru değil. Herkes ne kadara alıyorsa o rakamlara aldım ben de. İlk defa evimin kapılarını açtım. Biraz da tedirgin olmadım değil," diyerek tepki gösterdi.
Ancak bu açıklama, Sarıkaya'nın üzerindeki yoğun baskının sadece bir yansımasıydı. Davette, Narin Güran cinayetiyle ilgili sessizliğini soran bir gazeteciye "Bu konuyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Herkes çok acı çekiyor olanlardan dolayı. Herkes de acısını türlü yollarla dile getirmeye çalışıyor. Artık söylenecek bir şey yok, yapılması gereken şeyler var. Herkes üzerine düşeni mutlaka yapıyordur. Ben de kendi adıma ne yapmam gerekiyorsa, onunla ilgili araştırıyorum bu konunun bir parçası olmak için," diyen Sarıkaya, bu sözleriyle sosyal medyada büyük tepki çekti.
"Kendinize gelin," diyerek eleştirilere yanıt veren oyuncu , "Birinin bir şeyi söylemesi, söyleyememesi, doğru ifade etmesi ya da yanlış ifade etmesi gerçeğin ta kendisini değiştirmez. Ben politik bir insan değilim belki doğru, belki aktivist de değilim ama bu gerçeğin kendisi ile ilgilenmediğim anlamına gelmez. Ben artık somut bir değişimin, bir hareketin parçası olmak istiyorum. Bununla ilgili uğraşıyor ve çalışıyorum," sözleriyle savunmasını yaptı.
Sarıkaya'nın evini basına açması, özel hayatının kamuoyunun merceğine girmesine ve bununla birlikte gelen yoğun eleştirilere maruz kalmasına neden oldu. Evdeki mobilyaların fiyatlarına kadar her şeyin tartışma konusu haline gelmesi, oyuncuyu hedef gösteren bir linç kampanyasına dönüştü. Bu durum, Sarıkaya'nın kadın cinayetleri gibi toplumsal sorunlara olan duyarlılığı konusunda eleştirilmesine ve 'sessiz kalmak'la suçlanmasına yol açtı.
Sarıkaya'nın sosyal medyada yaptığı açıklamalar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda kamuoyunda oluşan hassasiyetin artan bir şekilde kendini gösterdiğini kanıtlıyor. Oyuncunun "somut bir değişimin, bir hareketin parçası olmak" istediğinin altını çizmesi, bir yandan da kadın cinayetleri konusunda yeterince sesini çıkarmadığı eleştirilerine bir cevap niteliğinde.
Ancak Sarıkaya'nın bu açıklamaları, toplumsal sorunlara ilişkin bir dille değil, bireysel bir dille yapılması ve 'kendi adıma ne yapmam gerekiyorsa, onunla ilgili araştırıyorum' gibi bir ifadeyle kendini savunması, eleştirileri daha da yoğunlaştırdı.
Sarıkaya'nın evini açmasının ardındaki motivasyon ne olursa olsun, bu olay, Türkiye'de ünlü kişilerin toplumsal sorunlara karşı tutumlarının ve özel hayatlarının kamuoyu tarafından nasıl değerlendirildiğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor.