Gerçekten izlemeye değer 10 uzun film önerisi
“Bir film ne kadar uzun olmalı?” sorusunun net bir cevabı yok. Bu soruyu Martin Scorsese, Steven Spielberg, Quentin Tarantino ya da Denis Villeneuve’e sorduğunuzda muhtemelen sizi film konusunda cahil olmakla suçlayacaklardır.
Gerçekten İzlemeye Değer 10 Uzun Film Önerisi
Bir film ne kadar uzun olmalı? Bu sorunun net bir cevabı olmasa da herhangi bir filmin ne kadar uzun olabileceğinin gerçekten bir sınırı yoktur. Far Out’tan Calum Russell, izlemeye değer 10 uzun filmi derleyerek bu konuya dikkat çekiyor.
1. A Brighter Summer Day (Edward Yang, 1991): 3 saat 57 dakika. Genç bir çocuğun şiddetli çatışma ortasında kalan romantizm dolu ergenliğe giriş hikayesi.
2. As I Was Moving Ahead Occasionally I Saw Brief Glimpses Of Beauty (Jonas Mekas, 2000): 4 saat 48 dakika. Samimi ve derin bir hayranlıkla izleyiciyi sürükleyen deneysel bir film.
3. Eureka (Shinji Aoyama, 2000): 3 saat 37 dakika. Travma geçirmiş bir grup kişinin korkularını yenmek ve kırılmış benliklerini onarmak için yeniden bir arada yolculuğa çıkmalarını anlatan karmaşık bir dram.
4. Jeanne Dielman, 23, quai du Commerce, 1080 Bruxelles (Chantal Akerman, 1975): 3 saat 22 dakika. Yalnız bir dulun beklenmedik bir olayla hayatının değiştiği hikayesi.
5. Lord of the Rings: The Return of the King (Extended Edition) (Peter Jackson, 2003): 4 saat 12 dakika. Epik fantezi üçlemesinin genişletilmiş versiyonu, fantastik serinin hikayesine yeni katkılar sunuyor.
6. Near Death (Frederick Wiseman, 1989): 5 saat 58 dakika. Hayatlarının son anlarını yaşayan hastaların hikayesini anlatan derin ve duygusal bir belgesel.
7. Once Upon a Time in America (Sergio Leone, 1984): 3 saat 49 dakika. Geçmişinin günahlarıyla yüzleşmek zorunda kalan eski bir gangsterin hayalet hikayesi.
8. Sátántangó (Bela Tarr, 1994): 7 saat 19 dakika. Batmış çiftçilerin epik dramı, ustaca kurgulanmış bir görsel içerikle sunuluyor.
9. Shoah (Claude Lanzmann, 1985): 9 saat 26 dakika. Holokost’un dehşet verici olaylarını doğrudan tanıkların anlatımlarıyla aktaran etkileyici bir belgesel.
10. The Sorrow and the Pity (Marcel Ophüls, 1969): 4 saat 11 dakika. İkinci Dünya Savaşı'nın işgal altındaki yaşamla ilgili benzersiz bir bakış açısı sunan belgesel.
Bu filmler, farklı türlerde ve konularda uzun metrajın sinemaya kattığı zenginliği gösteriyor. Her biri, izleyicilere benzersiz bir deneyim sunuyor. Sinema tutkunları için kesinlikle izlemeye değer yapımlar!