Yarı yaşındaki karısına yakışıklı görünmek istiyor... Ünlü oyuncu bu yaştan sonra estetik derdine düştü... Ah o boynumdaki kırışıklıklar!
Hollywood ünlülerinin hayatlarının sürekli pürüzsüz devam ettiğini düşünüyorsunuz büyük olasılıkla. En azından parayla satın alınabilecek her şeye kolayca sahip olduklarını Elbette bu durum birçok konuda geçerli. Kimsenin elde edemeyeceği kadar lüks mali
Michael Douglas'ın Gizli Endişesi: Yaşlanan Boyun ve Genç Karısı
Hollywood'un efsanevi oyuncularından Michael Douglas, önümüzdeki eylül ayında 80. yaşına giriyor. Yılların getirdiği doğal değişimler, bu ünlü aktörün de yüzünde izlerini bırakmaya başladı. Gençlik yıllarında yakışıklılığıyla göz dolduran Douglas, bugünlerde yaşına bağlı olarak oluşan kırışıklıklar ve sarkmalarla mücadele ediyor. Özellikle boyun bölgesindeki bu görünüm, onu endişelendiriyor.
Birçok ünlü gibi Douglas da yıllar içinde genç kalmak için estetik müdahalelere başvurdu. Yüzündeki pürüzsüz görünüm, dolgu, botoks ve nemlendirici kremlerin birleşik başarısı. Ancak boyun bölgesi, bu estetik operasyonların ulaşamadığı bir alan olarak kalıyor.
Douglas'ı asıl rahatsız eden ise, 2000 yılından beri evli olduğu 25 yaş küçük eşi Catherine Zeta Jones'ın bu durumu nasıl algılayacağı. Genç ve güzel eşinin, yaşlanmanın belirginleştiği bu bölgeyi fark edip rahatsız olması korkusu, Douglas'ı harekete geçirdi.
Boynun Görünümü Onu Endişelendiriyor
"Radar" adlı internet sitesinin haberine göre, Douglas, özellikle yaz aylarında daha açık kıyafetler giydiğinde, boyun bölgesindeki kırışıklıkları gizlemekte zorlanıyor. Bu durum onu bir çözüm aramaya yöneltti. Ancak 2010 yılında geçirdiği gırtlak kanseri, Douglas'ı boyun bölgesine yönelik cerrahi müdahaleler konusunda tedirgin ediyor.
Haberde yer alan bir kaynağın söylediğine göre, Douglas, boyundaki sarkık ve kırışık deriden rahatsızlık duyuyor ancak geçmişte yaşadığı hastalık nedeniyle bu bölgeye zarar verebilecek bir işlemden kaçınıyor. Kaynak ayrıca Douglas'ın Catherine Zeta Jones'ın bu durumu fark etmesinden ve rahatsız olmasından da endişe ettiğini belirtiyor.
Estetik Cerrahlar Ne Diyor?
Michael Douglas'ın bu endişesine ilişkin Beverly Hills'te faaliyet gösteren estetik cerrah Doktor Robert H. Cohen, birkaç çözüm önerisinde bulundu. Cohen, Douglas'ın alnındaki çizgileri düzeltmek veya boyun bölgesindeki kırışıklıkları azaltmak için botoks kullanabileceğini söylüyor. Ayrıca, çene bölgesine yapılacak bir müdahalenin de boyun bölgesindeki kırışıklıkları azaltmada etkili olabileceğini belirtiyor.
Doktor Cohen, Douglas'ın boyun gerdirme işlemi de yaptırabileceğini ancak bunun için öncelikle bir estetik cerrah tarafından detaylı bir değerlendirme yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Bir Efsanenin Yaşlanma İtirafı
Michael Douglas, gençliğinden itibaren Hollywood'un en yakışıklı oyuncularından biri olarak kabul edildi. Yaşına göre gayet iyi bir görünüme sahip olsa da, boyundaki kırışıklıkların onu rahatsız etmesi, ünlülerin de yaşlanma sürecinden muaf olmadığını bir kez daha gösteriyor.
Bu durum, her ne kadar Douglas'ın yaşadığı özel bir endişe olsa da, estetik müdahalelerin her zaman etkili bir çözüm olmadığını ve hatta bazen yeni sorunlara yol açabileceğini hatırlatıyor. En önemlisi, yaşlanmanın doğal bir süreç olduğunu ve bu süreci kabullenmenin, estetik müdahalelerden daha önemli olabileceğini gösteriyor.
Hollywood'un efsanevi oyuncularından Michael Douglas, önümüzdeki eylül ayında 80. yaşına giriyor. Yılların getirdiği doğal değişimler, bu ünlü aktörün de yüzünde izlerini bırakmaya başladı. Gençlik yıllarında yakışıklılığıyla göz dolduran Douglas, bugünlerde yaşına bağlı olarak oluşan kırışıklıklar ve sarkmalarla mücadele ediyor. Özellikle boyun bölgesindeki bu görünüm, onu endişelendiriyor.
Birçok ünlü gibi Douglas da yıllar içinde genç kalmak için estetik müdahalelere başvurdu. Yüzündeki pürüzsüz görünüm, dolgu, botoks ve nemlendirici kremlerin birleşik başarısı. Ancak boyun bölgesi, bu estetik operasyonların ulaşamadığı bir alan olarak kalıyor.
Douglas'ı asıl rahatsız eden ise, 2000 yılından beri evli olduğu 25 yaş küçük eşi Catherine Zeta Jones'ın bu durumu nasıl algılayacağı. Genç ve güzel eşinin, yaşlanmanın belirginleştiği bu bölgeyi fark edip rahatsız olması korkusu, Douglas'ı harekete geçirdi.
Boynun Görünümü Onu Endişelendiriyor
"Radar" adlı internet sitesinin haberine göre, Douglas, özellikle yaz aylarında daha açık kıyafetler giydiğinde, boyun bölgesindeki kırışıklıkları gizlemekte zorlanıyor. Bu durum onu bir çözüm aramaya yöneltti. Ancak 2010 yılında geçirdiği gırtlak kanseri, Douglas'ı boyun bölgesine yönelik cerrahi müdahaleler konusunda tedirgin ediyor.
Haberde yer alan bir kaynağın söylediğine göre, Douglas, boyundaki sarkık ve kırışık deriden rahatsızlık duyuyor ancak geçmişte yaşadığı hastalık nedeniyle bu bölgeye zarar verebilecek bir işlemden kaçınıyor. Kaynak ayrıca Douglas'ın Catherine Zeta Jones'ın bu durumu fark etmesinden ve rahatsız olmasından da endişe ettiğini belirtiyor.
Estetik Cerrahlar Ne Diyor?
Michael Douglas'ın bu endişesine ilişkin Beverly Hills'te faaliyet gösteren estetik cerrah Doktor Robert H. Cohen, birkaç çözüm önerisinde bulundu. Cohen, Douglas'ın alnındaki çizgileri düzeltmek veya boyun bölgesindeki kırışıklıkları azaltmak için botoks kullanabileceğini söylüyor. Ayrıca, çene bölgesine yapılacak bir müdahalenin de boyun bölgesindeki kırışıklıkları azaltmada etkili olabileceğini belirtiyor.
Doktor Cohen, Douglas'ın boyun gerdirme işlemi de yaptırabileceğini ancak bunun için öncelikle bir estetik cerrah tarafından detaylı bir değerlendirme yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Bir Efsanenin Yaşlanma İtirafı
Michael Douglas, gençliğinden itibaren Hollywood'un en yakışıklı oyuncularından biri olarak kabul edildi. Yaşına göre gayet iyi bir görünüme sahip olsa da, boyundaki kırışıklıkların onu rahatsız etmesi, ünlülerin de yaşlanma sürecinden muaf olmadığını bir kez daha gösteriyor.
Bu durum, her ne kadar Douglas'ın yaşadığı özel bir endişe olsa da, estetik müdahalelerin her zaman etkili bir çözüm olmadığını ve hatta bazen yeni sorunlara yol açabileceğini hatırlatıyor. En önemlisi, yaşlanmanın doğal bir süreç olduğunu ve bu süreci kabullenmenin, estetik müdahalelerden daha önemli olabileceğini gösteriyor.